CARİYE

CARİYE
Geçer olan, akıcı olan. Seyreden giden. * Güneş, şems. * Gemi. * Cenab-ı Hakk'ın in'âm eylediği rızık ve nimet. * Genç ve iyi hizmet eden kadın. Muharebede İslâm düşmanlarından esir edilen kadın hizmetçi

Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • cariye — is., esk., Ar. cāriye Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık Ben dedi, zevce ile cariye arasındaki farkı hâlâ anlamış değilim. P. Safa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • câriye — (A.) [ ﻪیرﺎﺝ ] halayık …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MİYAH-I CÂRİYE — Akar sular …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SADAKA-İ CÂRİYE — Hayrı, sevabı dâimî olan sadaka. Sevabı öldükten sonra da devam eden hayırlı ameller. (Kur an ve iman hizmeti gibi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DE'SA — Câriye …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • egetlemek — cariye göndermek, birisi ile birlikte güveyin evine hizmetçi göndermek I, 299 egetlenmek gelin kendisi ile birllkte gönderllen cariye sahibi olmak, I, 291 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • cariyelik etmek — cariye gibi hizmet etmek Bir erkek çocuğu doğuruncaya kadar bu yabancı adama cariyelik eder. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çuri — cariye, halayik, odalık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara baş — cariye, köke, hatun, siyah ser, zen …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırnağ — cariye, halayık, odalık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”